Öcalan: Rol almam için şartlarımın düzelmesi lazım
11:30
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, avukatlarıyla bir araya geldi. Edinilen bilgiye göre görüşmede Öcalan çatışmaların durması ve sorunun çözümünde rol oynayabilmesi için şartlarının düzeltilmesi gerektiğini belirtti.
Aydınlar tarafından yürütülen Kürt sorunu tartışmalarına değinen Öcalan, 'Sorun af değil. Benim af edilip edilmemem sorunu değildir asıl mesele. Sorunlara ciddiyetle yaklaşmak gerekiyor. Pazarlık da yapmıyoruz. Toplumsal bir uzlaşı ve müzakeredir yapmaya çalıştığımız. Sorun benim af edilip afedilmemle ilgili değil. Sorun çok daha derinlerdedir. Ben 10 yıldır bu sorunun çözülmesi için elimden geleni yapmaya çalıştım. Türkiye'de pekçok aydın sorunu tam olarak derinliğine kavrayabilmiş değil' diye konuştu.
Müzakere başlayacak
Öcalan, şöyle devam etti: 'Şimdi bu sorunun çözülmesi için toplumsal bir uzlaşı veya müzakere başlayacak gibi görünüyor. Bunun olması önemlidir. İyi sonuçlanması gerekiyor. Daha önceleri ben de farklı düşünüyordum. Devrimi düşünüyorduk. Türkiye'de devrim ve karşı devrim nasıl yapılır bunları biliyorum. Şuan bunların hepsini kavramış haldeyim. Tarihi, devrimleri inceledim. Hobsbawm'ı inceledim. Biz devrimi çok derinleştirebilirdik. Ama bu çok acılı olurdu. Biz bu acılara sebebiyet vermek istemedik. Bu açıdan sorunu demokratik tarzda çözmeyi istedik. Demokratik tarz ve yöntemlerle toplumun hakları, demokrasi talepleri, özgürlük idealleri, tahakkuk ettirilebilir. Türkiye'de çok sayıda sorun var, işsizlik sorunu var. Bugüne kadar savaşa 300 milyar dolar gittiği söyleniyor. Şuan büyük bir kriz var. Kapitalizm her tarafı tutmuş, her kesimi yutuyor. Bu kapitalizm bu kadar vahşi bir şekilde uygulanırken hiçbir sorun çözülmez. Ben kapitalizmi ortadan kaldırabiliriz demiyorum, ancak kapitalizmi sınırlandırabiliriz. Bunun için çok doğru ve derin bir şekilde sorunlara yaklaşmak gerekir.'
Rol için şartlarımın düzelmesi lazım
'Bu sorunun demokratik çözümü için bir müzakereye ihtiyaç vardır. Bu sorunu nasıl müzakere edeceksin, nasıl çözeceksin? Ben burada defalarca söyledim, bu kanı durdurmak istiyorum. Bu çatışmaları durdurmak istiyorum. Benim tarihi bir sorumluluğum var. Bugüne kadar bu tarihi sorumluluğu yerine getirmeye çalıştım. Çatışmanın ölümlerin olmaması için büyük dikkat gösterdim. Eğer ben burada elimi çekersem korkunç şeyler de olabilir. Bölgede muazzam politik kültür oluşmuş, beş on bin silahlı kişi var dağlarda, Kürtlerin her türlü gücü de var. Hiç kimse durduramaz. Eğer burada bu ölümleri, çatışmaları durdurmam isteniyorsa, benim rol almam isteniyorsa o zaman şartlarımın da düzeltilmesi gerekir. Ben burada bu şartlarda hiçbir şey yapacak durumda değilim. istesem de bunu yapamam. Bir kere sağlık sorunlarım el vermiyor buna. Bu sağlık sorunlarıyla bu şartlarda bu sorumluluğu yürütmem mümkün de değil. Yani bu şartlarla bu sorumluluğu üstlenip, bu rolü oynamam mümkün görünmemektedir.'
Görüşmede sağlık durumuna dikkat çekerek Öcalan, 'Prostat ilacı kullanıyordum. Xatral isimli ilaç. İlacı kestiler, vücudum üzerinde olumsuz etkileri oluyordu, bu nedenle kestiler. Çok güçlü yan etkileri vardı. Olumsuz etki göstermeye başlamıştı. Geceleri uyanıyordum, zorluyordu' dedi.
DTP dahil kimse anlamıyor
'Bu durumda benim dışımda siz nasıl çözerseniz, çözün, bu beni bağlamaz. Başkaları beni temsil etmez. Örneğin DTP ile mi çözmek istiyorsunuz. Sizi engelleyen kimse mi var? Çözün. Sorunu bu şekilde çözebilecekseniz çözün. Zaten DTP de dahil Türkiye'deki partilerden hiçbirisi de sorunu tam olarak anlayamıyor, kavrayamıyor. AKP'nin de sorunu yeteri kadar kavradığını zannetmiyorum. AKP sorunun yeteri kadar farkında değil, sorun umurunda da değil. Bir kaç danışmanın görüşlerine başvuruyorlar. Soruna bu şekilde yaklaşıyorlar. Diğer partiler de öyle. Hatta daha kötü yaklaşıyorlar. CHP de öyle. MHP ve CHP sorumlu davranmalıdır artık.'
15 Ağustos'tan sonra çekileceğim
'Ben 15 Ağustos'ta kendi yol haritamı sunduktan sonra çekileceğim. Artık çözümün nasıl olacağına ilişkin Kürtler kendi kararını verir, PKK kendi kararını verir, DTP kendi kararını verir, Kürt halkı kendi kararını verir. Herkes kendi kararını kendisi verir. Ben buradan dağdaki adam hakkında karar verecek durumda değilim. Orada her gün eziyeti çeken kendisi. Sorunun içinde olan kendisi. Ben burada dağdaki insan için karar veremem. Hatta Kandil merkezi dahi karar veremez. Her grup her kişi kendi kararını kendisi verir. Çünkü eziyeti kendisi çekiyor, kendisi ölüyor, kendisi mücadele veriyor. Benim bu şartlarda bu konularda bir şey belirtmem doğru olmaz. Kürtlerin de 40 bin şehidi var. Değerleri var. Çok büyük mağduriyetleri var. Kürtler kendi kararlarını kendileri verirler.'
Aylarca müzakerelere ihtiyaç var
'Herkes sorunun çözümünü bana havale etmeye çalışıyor. Işin içinde bir çok faktör var. Ben bu faktörlere hakim değilim. Haber de alamıyorum, birçok şeyden haberim yok. Kaldı ki sosyal olaylar böyle gelişmez, tek kişi üzerinden yürümez. Sosyal olayların gidişatı çok yönlüdür. Bunu iyi kavramak gerekiyor. Ben ancak katkı sunabilirim. O da şartlarım değişirse. Türkiye'de bu sorunu derinliğine kavrayan kimse var mı? Sorunu benimle tartışabilecek, derinliğine tartışabilecek bir akademisyen, bir kişi var mı? Bu sorunlar o kadar basit değil, sorunlara o kadar basit yaklaşmamak gerekir. Kürt sorununun sadece güvenlik konseptini, emniyet boyutunu masaya yatırmak için, çözüme kavuşturmak için aylarca müzakere etmek lazım. Sorunun diğer boyutları sosyal, kültürel, ekonomik bunlar için de hakeza.'
Kürt Türksüz Türk Kürtsüz olmaz
'Ben de savaşı çok tırmandırabilirdim ama benim kişiliğim buna engeldir. Ben savaşı istemedim. Halen de ölümleri önlemek istiyorum, kimsenin ölmesini istemiyorum. Eğer benim bu sorumluluğumu yerine getirmemi istiyorlarsa buyursunlar tartışalım. Kim bölücü kim değil ortaya çıkar. Kim ölümlerden yana, kim ölümleri engelliyor ortaya çıkacaktır. Bahçeli bu sürece karşı sert konuşuyor. Bunlar söylediklerinin ne anlama geldiğini biliyorlar mı? Biliyorlar. Bildikleri halde böyle konuşuyorlar. Ey Bahçeli! Eskiden arkanızda hangi güçlerin olduğunu biliyoruz. 1944'te başladı, sizden 16 kişi Amerika'ya gönderildi, belirli eğitimlerden geçtiler. 70'lerde solcuları bitirdiniz, şimdi de Kürtleri bitirmeyi düşünüyorsunuz. Amerika size 70'lerde 'Vur' dedi vurdunuz, 'Dur' dedi durdunuz. Kendi gücünüzle hareket etmediniz. Şimdi de Kürtleri bitirmeyi kafanıza koymuşsunuz. Şunu anlamak gerekiyor. Kürt Türksüz, Türk de Kürtsüz olmaz. Kürt olmadan siz bitersiniz. Kürt olmadan Türk de biter. Bunu en büyük milliyetçiniz Ziya Gökalp söylüyor. Gökalp bunu keşfetmiş. Milliyetçiliğin babasıdır, siz neden anlamıyorsunuz.'
CHP demokratikleşirse yüzde 40 alır
'Baykal CHP'yi Ergenekonla ilişkilendirerek bitirme noktasına getirdi. CHP'nin Ergenekon'dan kendisini kurtarması gerekir. Böyle olursa demokratik bir çizgiye çekilerse CHP'nin önü açılır, 1971'de, Ecevit zeki bir adamdı, Ergenekon'un oyununa gelmedi, 73 seçimlerinde yüzde 42 ile iktidar oldu, şimdi de CHP Ergenekon'dan kendisini kurtarırsa, demokratik adımlar atarsa, demokratik bir çizgiye gelirse yüzde 40'la iktidar olur. Ben şunu söylüyorum. 1789 ile 1917 tarihlerinde olduğu gibi benzer bir durum sözkonusu. Bu kendisini sosyolojik bir ihtiyaç ve bir olgu olarak kendisini hissettiriyor. Benim söylediğim kişileri ve grupları aşan sosyolojik bir durumdur. Radikal demokratlar bunun öncülüğünü yapıp bu boşluğu doldurmazlarsa AKP ya da bir başkası doldurur.
Bölgede birikmiş muazzam politik gücün solla birleşmesi lazım. Radikal demokratlıktan kastım DTP, yani Kürtler ve sol kesimin hepsidir. Toplumsal ilerleme, uzlaşı, gelişme ancak radikal demokratların öncülüğüyle olur. Bir başkası bunu yapamaz. Benim bunu uzun süredir dile getirmemin nedeni budur. Yapılacak çalışmanın ismi çatı partisi de olabilir, bir başka isim de olabilir. İsimler önemli değildir. Her grup yine kalır, kendisini ifade eder fakat geniş bir örgütlenmeye gidilmelidir. Bu tarihi bir şeydir. Bunu iyi kavramak gerekiyor. Öyle küçük, basit algılamamak gerekir. Tarihi sorumlulukla buna yaklaşmak gerekiyor.
1972'de Mahir Çayan öldürüldüğü zaman ben bunların anısına devam ettireceğimi söyledim, hala devam ediyorum. 1972-2009, tam 37 yıldır bu anısını iyi-kötü devam ettiriyorum. Benden başka da bu anısını devam ettiren yok. Mustafa Suphilerden bu yana devam eden bir miras var. Biz bu dönemde kimlerin ne rol oynadığını da iyi biliyoruz. Doğan Kaçaroğlu onlar bunları iyi biliyorlar. Bir çoğuna PKK karşıtı rolü verildi. Onlar da bu rolünü iyi oynadılar. Ben kimlerin nereden yönlendirildiği, niçin, hangi amaçla ne rolleri aldıklarını iyi biliyorum.'
Çatışmasızlık devlete bağlı
'Çatışmasızlık meselesi tamamen devletin alacağı tavra bağlıdır. Ben 15 Ağustos'ta yol haritasını açıkladıktan sonra devlet de ortalama Eylül civarında operasyona devam edip etmeyeceğine ilişkin bir açıklama yapacaktır. Bu konudaki tavrını ortaya koyacaktır. Ya operasyonlara devam edecek ya da buna ilişkin bir karar verecek. Çatışmasızlık hali tamamen devletin karar vereceği bir iştir. Zaten çatışmasızlık hali devam ediyor. Herkes de bunu istiyor. Ancak bu konuda benim bir şey belirtmem, bir karar almam sözkonusu olamaz. Devlet bu konuda kendi kararını kendisi verecektir. Herkesin bu süreçte sorumluluklarının bilincinde olması gerekir. Bu konuda DTP'nin de üzerine düşeni yapması gerekir. ABD ve Avrupa'nın çözümlerine güvenmemek gerekir. Güney de sadece kendi çıkarını düşünüyor.'
